Hafta sonu Gökyüzü Keyfine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Mevsim koşulları nedeniyle gökyüzü gözlemler için fazla fırsat vermese de biz hazırlıklı olalım, beklenmedik bir şekilde açık hava ile karşılaşabiliriz. Hafta içinde İstanbul bölgesinde sürekli kapalı gökyüzü ve yoğun yağış vardı; yarı gölge Ay tutulmasını bu nedenle kaçırdık. Tutulma konusunda bizler şanssız olsak da Dünya’nın bir ucunda şanslı amatörlerin fotoğraflarına yansıyan görüntüleri Space Weather sitesinden inceleyebilirsiniz. (“Subtle Lunar Eclipse” başlığı altında.)
Callifornia’dan Christopher Calubaquib’in elde ettiği yarı gölgeli Ay tutulması fotoğrafı (Kaynak: Space Weather)
Bu hafta dolunayın etkisinin geçmesi ile açık gökyüzü olan yerlerde uygun gözlem olanakları oluşabilir. Tabi bu öncelikle hava durumu ve atmosferik görüş verilerine bağlı. Öncelikle onlara bir göz atalım.
Hafta sonu hava durumu, İstanbul için hafta içinden pek de farklı görünmüyor. Cumartesi ve Pazar geceleri bulutlu bir gökyüzü ve yağış bekleniyor. Ne yazık ki İstanbul gözlem konusunda bu hafta sonu da şanssız. Baharın gelmesini iple çekiyoruz…
Atmosferik görüş verileri de hava durumu bilgisini doğrular nitelikte. Geçtiğimiz haftalarda görüş verilerini aldığım 7timer sitesindeki bir sorun nedeniyle bu haftaki verileri Meteoblue’dan elde ettim. Aşağıdaki grafikte bizim için önemli olan ilk beş parametreyi Türkçeleştirdim. Bulut yoğunluklarını veren ilk üç veride %100’e yakın bir yoğunluk görülüyor. Bu da atmosferik görüşü en aşağılara çekiyor (ortalama 2 civarı). Siz de bu grafiği bulunduğunuz bölge için Meteoblue sitesinden elde edebilirsiniz. (Açılan sayfada soldaki “My Map Server” kısmından kayıt yaptırıp giriş yapmanız gerekiyor.)
Bu haftaki hedeflere geçmeden önce bu yılın en gözde kuyruklu yıldızı Lulin hakkında son gelişmelere bakalım. Lulin her geçen gün Dünya’ya en yakın konuma yaklaşıyor ve Şubat ayının 24’ünde bize en yakın konumda olacak. 5 kadir parlaklığa erişecek Lulin karanlık gözlem koşullarında çıplak gözle dahi görünür olacak. 16 Şubat tarihinde ise Lulin parlak yıldız Spica’un 3 derece yakınından geçiyor ve parlaklığı 6 kadir civarında. Artık Lulin küçük bir dürbünle rahatlıkla seçelebilecek parlaklığa erişti. 15 Şubat gecesi gece 22:00’de doğu yönünden doğan Spica, 00:00 civarı uygun yüksekliğe erişiyor. Tam bu zaman Lulin’i aramak için en uygun zaman; çünkü 01:00 sıralarında aynı bölgede Ay doğuyor. Fırsatınız varsa Lulin’i gözlem listenize eklemeyi unutmayın.
Bu haftaki hedeflerimiz arasında Boğa’nın ihtişamlı yıldızı Aldebaran, Büyük Köpek takımyıldızındaki M41 açık yıldız kümesi ve Tavşan takımyıldızından IC 418 gezegenimsi bulutsu bulunuyor.
Aldeberan
Bu haftaki çıplak gözle gözlem hedefimiz Boğa takımyıldızındaki turuncu yıldız Aldebaran. Aldebaran, kış gökyüzünün en etkileyici görüntülerinden olan Avcı takımyıldızına çok yakın konumda bulunan Boğa takımyıldızının en parlak yıldızı. (0.87 kadir) Bizden 65 ışık yılı uzaklıkta bulunan yıldız, kızıl rengi nedeniyle Boğa’nın gözü olarak da isimlendiriliyor. Çıplak gözle veya küçük bir dürbünle Aldebaran’ın olduğu bölge incelendiğinde ilk yazımızada bahsettiğimiz V şeklinde Hyades kümesi de göze çarpıyor. Aldebaran da bu kümenin bir üyesi gibi görünse de aslında kümenin uzaklığının yarısı kadar daha geri planda bulunuyor.
Aldebaran yıldız sınıflandırmasında K5 III sınıfına dahil bir yıldız; yani turuncu, ana kol evrimini tamamlamış dev bir yıldız. Çekirdeklerindeki hidrojen atomlarını helyuma dönüştürme işlemini tamamlamış olan bu tip yıldızlar artık helyum çekirdeklerini birleştirmeye başlayarak genişlerler. Aldebaran şu anda Güneş’in yaklaşık 44 katı büyüklüğünde ve 150 katı parlaklığındadır.
Bunun yanında NASA’nın derin uzaya gönderdiği ve 1973 yılında Jüpiter’in yanından geçen Pioneer 10 uzay aracının yaklaşık 2 milyon yıl sonra Aldebran’ın yakınından geçip yolculuğuna devam etmesi bekleniyor.
Aldebaran’ı gökyüzünde bulmak için aşağıdaki haritadan yararlanabilirsiniz. (14 Şubat gece 22:00)
M41 – Açık Yıldız Kümesi
Gökyüzünün keyfini dürbünle çıkaran okurlarımız için bu hafta bir açık yıldız kümesi seçiyoruz: Gökyüzünün en parlak yıldızı Sirius’un içinde bulunduğu Büyük Köpek takımyıldızındaki M41 açık yıldız kümesi. İlk olarak milattan önce 325 yılında ünlü filozof Aristoteles tarafından gözlendiği sanılan yıldız kümesi küçük bir dürbünle rahatlıkla bulunabilecek parlaklıkta. Sirius’un yaklaşık 4 derece güneyinde bulunan M41, içinde kırmızı dev yıldızların da bulunduğu yaklaşık 100 yıldızdan oluşuyor. En parlak yıldızlarını 6.9 kadir civarında olan küme, 25-26 ışık yılı genişliğinde bir alan kaplıyor. M41 yaklaşık 190 milyon yaşında ve bizden uzaklığı 2300 ışık yılı.
M41’in görüldüğü fotoğrafın sağ üstündeki 6 kadir parlaklığındaki yıldız 12 Canis Majoris, kümeye ait değil.
14-15 Şubat tarihlerinde gece 22.00 civarı güney yönüne bakarsanız Sirius’u kolaylıkla bulabilirsiniz. Dürbününüz ya da teleskobunuzla Sirius’un alt bölgesini tarayarak yıldız kümesini fark edebilirsiniz. Gözlemlerinizde aşağıdaki haritadan da yararlanabilirsiniz.
IC 418 Gezegenimsi Bulutsu
Sırada Hafta sonu Gökyüzü Keyfi’ni takip eden ve teleskobu olan okurlarımız için hedefimiz var: Tavşan takımyıldızındaki IC 418 Gezegenimsi Bulutsu. Gezegenimsi Bulutsular isimleri nedeniyle hep kafa karıştırırlar halbuki bu gökcisimlerinin gezegenlerle hiçbir ilgisi yoktur. Küçük bir teleskopla gezegen gibi küresel bir alana yayılmış olarak görüldüklerinden dolayı bu şekilde isimlendirilen bu gökcisimleri aslında yaşamının son evrelerinde dış katmanlarını dışarı savuran yıldızların oluşturdukları yapılardır. IC418’in merkezindeki yıldız birkaç bin yıl önce kırmızı bir dev yıldızdı fakat dış katmanlarını uzaya püskürterek şimdi 0.1 ışık yılı genişliğindeki bu muhteşem görüntüyü oluşturdu. Bulutsunun ortasındaki beyaz cüce olarak adlandırılan yıldız, kırmızı devin kalan çekirdeğinden oluşuyor ve yüksek enerjili ışınımlarla etrafındaki toz ve gaz bulutlarının parlamasına neden oluyor. Bizim Güneş’imiz de IC 418’deki yıldıza benzer bir kaderi paylaşacak fakat bunun için daha 5 milyar yıl var.
Hubble tarafından IC 418’ün elde edilen görüntüsü
IC 418’in detaylarını teleskopla seçebilmek için atmosfer koşullarının el verdiği şekilde olabildiğince yüksek büyütme kullanmanız gerekir. Küçük ayna çapı ve büyütmelerde ufak bir küreyi andıran bulutsu yüksek büyütmelerde geniş alana yayılmış yapısıyla büyüleyici bir görüntü sunuyor. Bulutsuyu gözleyen bazı amatörler arasında bulutsudaki kırmızı rengi seçtiklerini iddia edenler de bulunuyor. Siz de deneyip bunun doğru olup olmadığını test edebilirsiniz.
IC 418’i bulmak için Avcı takımyıldızının ayaklarından biri olan parlak Rigel yıldızını bulup ondan biraz aşağıya Tavşan takımyıldızına doğru inmeniz gerekiyor. Bulutsuyu bulmak için aşağıdaki haritadan da yararlanabilirsiniz.
Bu hafta da üç hedefle gökyüzü keyfini tamamladık. Açık gökyüzü olanlar kuyruklu yıldız Lulin’ine göz atmayı unutmasın. Bu yazıdan yararlanıp yaptığınız gözlemleri yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Haftaya görüşmek üzere!
Yıldızların ışığının her zaman yolunuzu aydınlatması dileğiyle!
6 yorum
Benim anlamadığım tek birşey var.Şimdi biz bu hafta sonu Lulini görmek için hangi yöne bakıcaz.
17-18 Ocak tarihlerinde Lulin’in güneydoğu yönünden yükselip batıya doğru kayacağını yazmıştın Arif abi.Peki şimdi de doğu yönünemi bakıcağız onu görmek için?
Merhaba Gökçen,
Yazıda da belirttiğim gibi Lulin artık Başak takımyıldızındaki parlak Spica yılıdızına çok yakın. Bu yıldız da gece 22:00 civarı doğudan doğup gece yarısına doğru güney-doğuya doğru kayıyor ve gökyüzünde yükseliyor. Sen de bu saatlerde ya da biraz daha geç bu yöne bakarsan hava da açık olduğu durumda Lulin’i görebilirsin. Gece 1 civarı aynı yönden Ay doğduğu için parlaklığı nedeniyle kuyruklu yıldızı seçmek zor olabilir. O yüzden ideal zaman 23:30-00:00 arası.
Lulin’in 13 Şubat-1 Mart arası alacağı yolu Sky&Telescope dergisinin yayınladığı haritadan izleyebilirsiniz:
http://media.skyandtelescope.com/documents/Comet_Lulin_Feb13.pdf
Teşekkürler.Her zaman olduğu gibi yine çok güzel bir yazıydı Arif abi.Ama mağlesef ki gökyüzü biraz olsun bulutlardan geçit bulamadı.Sürekli yağmur yağdı.İlkbaharın gelmesini biz gözlemciler dört gözle bekliyoruz.Bu haftadan sonra hava sıcaklıkları artıcakmış.Zaten 20 Şubat günü ilk cemre havaya düşüyor.Ondan sonra soğuk olucağını sanmam,hava da pek kapalı olmaz.Yani biraz daha sabretmemiz gerekicek.
Aklıma bir şey takıldı.NASA uzaya Voyager 1 ve 2 adında bir uzay aracı göndermişti.Şimdi onlar güneş sisteminin dışına yolculuk yapıyor.Ama benim merak ettiğim onların yakıtları tükenmeyecek mi?Yolculuk sırasında herhangi bir uzay taşına yada bir yıldıza falan çarpıp parçalanmıyorlar mı?Galiba NASA onu bilgisayar sistemi ile kontrol ediyor.Ya sistem bozulursa ama uzay aracına bir şey olmayıp akıllı yaşam bulunan bir gezegene inerse bizim ondan nasıl haberimiz olucak?
Merhaba Gökçen,
Voyager’lar yolculuklarına devam ediyorlar ve bu uzay araçlar şu anda insan eliyle yapılmış olup uzayda bizden en uzakta bulunan cisim olma özelliğini taşıyorlar(şu anda Dünya-Pluto arası uzaklığın iki katını geçmiş durumdalar)
Yolculuk sırasında gerekli enerjiyi üzerindeki radyoizotop jenaratöründen sağlıyor. İçinde kullanılan radyoaktif plutonium-238 atomlarının yarılanması sonucu açığa çıkan ısıyı elektriğe çevirerek kendisine enerji sağlıyor. Fakat her sene elde ettiği enerji miktarı yavaş yavaş azalıyor ve doğal olarak bu bir zaman sonra tükenecek. Bunu olabildiğince geciktirmek için enerji seviyeleri düştükçe uzay aracı üzerindeki enstrumanların bazıları devre dışı bırakılacak.
Yolculuğu sırasında bir göktaşı ya da kuyruklu yıldız gibi tehlikelere açık Voyager’lar. Bu gibi cisimlerin yörüngeleri bazı durumlarda tahmin edilemez ve uzay araçlarına çarpabilir. Bunu önleyecek bir mekanizmalarının olacağını sanımıyorum ama bir yıldıza çarpması sözkonusu olmayacaktır. O kadar yaklaştığında zaten eriyip kavrulacaktır…
Voyager’ı uzay derinliğine gönderdiklerinde üzerine bir de altın bir plak yerleştirildi. Bu plakta dünyanın çeşitli kültürlerinden uzaya mesajlar ve görüntüler gönderilmişti. Bir gün akıllı bir uygarlık bulursa belki oradaki ipuçlarını takip edip Dünya ile iletişime geçebilir 🙂
Bahsettiğim plaktaki görüntüler ve katkı sağlayan ülkelerin kendi dillerinde “uzaylıları” selamlayışını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz:)
http://www.youtube.com/watch?v=_Mvg9WCPOYM
Türkiye’nin selamlamasına dikkat edin 🙂
Sorduğum soruya yanıt verdiğin için teşekkür ederim Arif abi.Ama sanırım ilk sorduğum sorunun cevabını pek anlamadım.Hala Samanyolu Galaksisi’nin dışına çıkamadılar.Ve anlaşılan kolay kolay da çıkamayacaklar.Buradan anlıyorum ki evren sadece hayallerimizin ötesinde..Uzak ve erişilmez bir güzellik…
Anlayamadığın konu enerji ise bunu tıpkı yakıt gibi düşünebilirsin. Zaman geçtikçe tükeniyor..
Galaksinin dışına çıkması çok çok zor.Ki galaksimizin yaklaşık 70 000 ışık yılı genişliğinde olduğunu düşünürsek daha bunun milyonda birini bile gitmediler…
Evren aslında hayallerimizin ötesinde değil sadece bu kadar büyüklükleri kafamızda kolaylıkla canlandıramıyoruz. Astronomi ile bir süre uğraştıktan sonra ama bunlar o kadar büyük mesafeler olarka gorunmuyor; görünür evrenin büyüklüğünün 13 milyar ışık yılı olduğunu öğrendikten ve anladıktan sonra mesela…