Güneş Sistemi dışı gezegenler günümüzün en çok konuşulan konusu. Şu ana kadar sayıları 330’lara ulaşan bu gezegenlerin keşfi, gezegen sistemlerinin sadece bizim yıldızımız Güneş’e ait bir ayrıcalık olmadığını, bunların birçok yıldız etrafında gözlenen sıradan oluşumlar olduğunu gösterdi. Bu araştırmalardaki en heyecan verici soru ise bir gün Dünya benzeri bir gezegenin bulunup bulunamayacağı. Şu ana kadar gözlenen gezegenlerin hemen hepsi Jüpiter-Neptün büyüklüğüne yakın gaz devi gezegenler. Ayrıca bu gezegenlerin etrafında dolandıkları yıldızlara Güneş-Merkür arası mesafeden daha da yakın olmaları Dünya ile benzerlik konusunda pek de uyumlu sonuçlar vermiyor.
Yıldızına çok yakın bir yörüngede bulunan Güneş sistemi dışı bir gezegenin hayali çizimi (Kaynak: Bulutsu)
Her geçen gün gelişen teknikler Güneş sistemi dışı gezegenler hakkında detaylı bilgiler edinebilmemizi sağlıyor. Bunlardan en etkileyici olanı belki de 2008’in en çok ses getiren “İlk Exoplanet Görüntüsünün” alınmasıydı. 90’lı yıllarda teoriler ve ilk dolaylı gözlemlerle orada olduklarını öğrendiğimiz gezegenlerin artık görüntülerini dahi alabiliyoruz.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından duyurulan haberde ise artık yavaş yavaş Dünya ölçeğine yaklaşıldığını görüyoruz. COROT uydusunun gözlemleri sonucu Dünya’nın yaklaşık iki katı kadar büyüklükte karasal bir yüzeyi olduğu tahmin edilen bir gezegen keşfedildi. CoRoT-Exo-7b olarak isimlendirilen gezegen her ne kadar büyüklük konusunda umut verse de yıldızına yakınlık konusunda önceki gezegenlerden pek farklı değil. Yıldızının etrafında 20 saatte bir tur atan gezegenin yüzey sıcaklığı 1000 ila 1500 °C arasında. Bu sıcaklıktaki yüzeyinin lav ya da su buharı ile kaplı olduğu tahmin ediliyor.
CoRoT-Exo-7b, yörüngesinde dolandığı yıldızın önünden geçerken yıldızdan gelen ışığı bir miktar azaltmasıyla tespit edildi. Bu yöntem Güneş sistemi dışı gezegen keşiflerinde sıklıkla uygulanıyor.
Dünya’dan gözlediğimizde Venüs ve Merkür de Güneş önünden geçiyorlar. Tıpkı Venüs ve Merkür geçişlerinde olduğu gibi gezegen geçişlerinde, yıldızdan gelen ışınlarda belirgin bir düşüş oluyor. CoRoT uydusu azalmayı hassas dedektörleriyle görüntüleyebiliyor.
Araştırmacılar bulunan gezegenin yoğunluğu üzerinde çalışıyorlar. Gezegenin, Dünya benzeri kayasal bir yüzeye sahip olup lavlarla kaplı olabileceği ya da şu ana kadar gözlenmemiş fakat teorilerde olası görülen kaya ve suyun eşit miktarda bulunduğu yeni bir sınıf olabileceği öne sürülüyor. Ölçülen sıcaklık değerlerine bakarak gezegenin çok sıcak ve nemli olduğu rahatlıkla söylenebiliyor.
Dünya’ya yakın büyüklükteki gezegenleri gözlemek çok zor fakat bu araştırmada kullanılan teknikler artık Dünya büyüklüğünde gezegen keşiflerinin çok yakın olduğunu ortaya koyuyor. Bu yıl içinde gönderilecek Kepler uydusu da devreye girdiğinde elde edeceğimiz sonuçlar, evrendeki yerimiz hakkında devrim niteliğinde keşiflere yol açabilir.