Zaman çok hızlı geçiyor. “Haftasonu Gökyüzü Keyfi” yazı dizimiz bir ayını doldurdu bile. Kışın etkisiyle havalar her ne kadar gözlem için çok müsait olmasa da gece dışarı çıktığınızda en azından çıplak gözle gözlem için gösterdiğim hedeflere bakıp orada bambaşka bir dünya gizli olduğunu hayal edebiliyorsanız, bu yazı dizisi bir şeyler başarmış demektir. Havalar hep böyle soğuk gitmeyecek tabii ki, yaklaşan bahar için yavaş yavaş hazırlık yapmamız gerekiyor. Bu yazı dizisinde geçen haftalarda olduğu gibi üç hedefin yanında bir de astronomi gözlemleri için kullanabileceğiniz dürbün alma konusunda bilgiler vereceğim. Lafı uzatmadan başlayalım.
Öncelikle hava durumu bize “Haftasonu Gökyüzü Keyfi” için izin verecek mi, ona bir bakalım. Meteoblue’dan aldığım verilere göre İstanbul bu haftasonu da şanssız görünüyor; gündüzleri açık olan hava geceleri bize inat kapanıyor ve bulutlu bir gökyüzüyle arada sırada yağmur bekleniyor. Atmosferik görüş için bu durumda fazla yoruma gerek yok aslında. 7timer sitesinden aldığım aşağıdaki tabloda bulut yoğunluğu (cloud cover) ve atmosferik görüş (seeing) parametreleri hiç de iç açıcı değiller.
%100’e varan bulut yoğunluğu (cloud cover) ile en düşük seviyede seyreden görüş indeksi (seeing) bu haftada İstanbul’un aleyhine olduğu görülüyor. Siz de kendi bulunduğunuz yer için bu verileri 7timer sitesinden kendi gözlem bölgeniz için elde edebilirsiniz.
Hava durumundan sonra bu haftasonu gökyüzünde neler var, ona bir bakalım. Bu haftasonu 24 Ocak’ta Jüpiter’e artık veda ediyoruz. Yaz gecelerini parlaklığıyla süsleyen Jüpiter 24 Ocak sabaha karşı 5 sıraları Güneş ile kavuşum pozisyonunda olacak, yani Jüpiter Dünya’dan baktığımızda Güneş’in ters tarafında, bizden 6 astronomik birim (1 astronomik birim = Güneş – Dünya arası uzaklık ~150 milyon km) uzaklığa erişecek ve bu durumda Jüpiter ile Güneş arasında yalnızca 26.5 açı dakikası bulunacak. Artık Jupiter gündüz gökyüzüne geçecek.
25 Ocak’ta ise Mars gezegeninde araştırmalar yapmak için gönderilen gezgin robot Opportunity’nin 5. yıl dönümü kutlanıyor. Mars hakkında bir çok fotoğraf ve bilgi elde etmemizi sağlayan Opportunity, kızıl gezegende görevine hala devam ediyor. Görev hakkındaki gelişmelere geçtiğimiz günlerde yayınlanan yazımızdan erişebilirsiniz.
Haftasonu’nun bizler için anlam ve öneminden sonra bu haftaki hedeflerimize geçebiliriz.
1. Polaris (Kutup Yıldızı)
Çıplak gözle rahatlıkla seçebileceğiniz ve geçmişten beri en çok bilinen ve kullanılan yıldız olsa gerek Polaris, diğer adıyla Kutup Yıldızı. Yönünüzü kaybettiğinizde başvuracağınız yıldızlardan biri olan Kutup Yıldızı, Dünya’nın etrafından döndüğü dönüş ekseninin kuzey uzantısında bulunduğundan dolayı Gökyüzü’nde hiç hareket etmiyormuş gibi görülür ve her zaman kuzeyi gösterir.
Bu kadar pratik yararı olan Kutup Yıldızını bulmak hiç de zor değildir. Yapmanız gerek öncelikle “Cezve” olarak bilinen ve ülkemiz enlemlerinde sürekli gökyüzünde olan Büyük Ayı takım yıldızını bulup cezvenin alt kısmındaki Merak ve Duphe yıldızlarını birleştiren doğruyu izleyerek iki yıldız arasındaki aralığın 5 katı ilerlediğinizde Kutup yıldızı Polaris’i bulacaksınız.
Kutup yıldızının konumu yön tayininin yanında çok önemli bir bilgi daha verir. Örneğin ıssız bir adaya düştünüz ve buranın Dünya’nın neresinde olduğuna dair hiçbir fikriniz yok. Kutup yıldızını bulmayı artık bildiğinize göre gökyüzünde yolunuzu bulmaya çalıştınız. Şanslısınız ki Kutup Yıldızı’nı buldunuz, bu demektir ki Kuzey Yarı küredeyiz. Kutup Yıldızının ufkunuzdan yüksekliğini ölçerek hangi enlemde bulunduğunuzu da öğrenebilirsiniz. Tepe noktanızın 90 derece olduğunu kabul edip ufuk noktasından tepe noktanıza doğru gökyüzünde Polaris’e kadar çizdiğiniz yayın değeri size kuzey yarım küre üzerindeki enlem değerinizi verecektir.
Şekilde temel geometri bilgilerinizle enlem değerini belirten d açısı ile kutup yıldızının ufuk çizgisinden yüksekliğini veren c açısının eşit olduğunu görebilirsiniz.
Kutup yıldızı sanıldığının aksine gökyüzündeki en parlak yıldız ya da Dünya’ya en yakın yıldız değildir, parlaklığı 1.97 kadir olup bizden 431 ışık yılı uzaklıkta sıradan bir yıldızdır. Bunun yanında kutup yıldızı aslında üç yıldızdan oluşan bir sistemdir. Ortak kütle merkezleri etrafından dönen bu yıldızlardan diğer ikisi ancak teleskoplarla görülebilir. Cepheid tipi değişken bir yıldız olduğu bilinen kutup yıldızının Hipparcos uydusu tarafından parlaklığının 3.97 gün aralıkla yüzde bir kadir değiştiği gözlenmiştir.
Gökyüzünü sonsuz yarıçapa sahip dev bir küre gibi hayal ederek Dünya’nın kutup noktasını bu küre üzerindeki izdüşümünü aldığımızda gökyüzünün kutbunu buluruz. Polaris bu noktaya çok yakın olduğundan dolayı biz onu kutup yıldızı olarak adlandırıyoruz. Fakat bu hep böyle kalmayacak. Dünya kendi ekseni etrafında dönerken tıpkı çocukluğumuzda fırlattığımız topaç gibi hareket eder. Kendi etrafında dönerken aynı zamanda dönme ekseni de daire çizer.
Dünya dönüş ekseni 24 000 yılda bir tam çember çizer, bu nedenle kutup yıldızı zamanla yer değiştirir. Örneğin MÖ 3000 yılında kutup yıldızımız Thuban iken, MS 14000 yılında Vega yıldızı olacak.
2. M35 – Açık Yıldız Kümesi
Bu hafta dürbün hedefimiz için İkizler takımyıldızının “ayaklarını” oluşturan üç yıldızın yakınındaki açık yıldız kümesi Messier 35’e yöneliyoruz. Bunun öncesinde hala küçük bir dürbün alıp astronomi gözlemi yapmaya başlamayan okuyucularımız için ufak bir bilgilendirme yapalım.
Dürbün ile gökyüzüne bakmak deyince çoğu insan “Ne kadar fark edebilir ki?” ya da “Dürbün ne kadar büyütebilir ki?” gibi sorular soruyorlar fakat hepsi yanılıyorlar. Elinizdeki küçük bir dürbünle dahi şehir ışıklarından uzak bir bölgede onlarca açık yıldız kümesi, küresel yıldız kümeleri, çift yıldızlar hatta galaksiler gözleyebilirsiniz. Kullanımı çok kolay olduğundan gökyüzünü daha rahat tanımanız için astronomiye başlangıç olarak mutlaka dürbün önerilir. Bir hevesle gidip, onlarca paralar harcayıp dürbüne göre biraz daha karmaşık aletler olan teleskop alan bir çok kişi aletin hassas kullanımını çözmekle uğraşırken astronomiden soğuyabiliyor. Bu nedenle astronomiye bir yerden başlamayı düşünüyorsanız bunun dürbünle olması en sağlıklısıdır.
Dürbünlerde bizi ilgilendiren iki özellik ışık toplama ve büyütme güçleridir. 10×50, 8×42 gibi değerlerle belirtilen bu özelliklerde ilk değer büyütme gücünü, diğeri ise ışık toplayan merceğin mm cisinden büyüklüğünü verir. Bir dürbünün merceği ne kadar büyükse o kadar çok ışık toplar dolayısıyla o kadar fazla detay gösterir. Büyütme ise bildiğimiz yakınlaştırma değerini verir. Astronomiye başlangıç için kullanım açısından 10×50 dürbünler ideal olarak gösteriliyor. Mercek büyüklüğü ve büyütme değerleri arttıkça elinizin titremesinden dolayı dürbünü sabit tutmakta zorlanacak, bir tirpoda ihtiyaç duyacaksınız. Optik kalitesine göre çeşitli fiyatlarda çeşitli markalarda dürbünleri (Nikon, Konus, Celestron vs…) piyasada kolayca bulabilirsiniz. İşportacıların tezgahlarda sattıkları dürbünler sizi hayal kırıklığına uğratabilir, uyarmadı demeyin!
M35’e geri dönersek… Dünya’dan 2800 ışık yılı uzaklıkta bulunan açık yıldız kümesinde 500’ün üzerinde yıldız bulunuyor. 24 ışık yılı alana yayılmış yıldız kümesi gökyüzünde Dolunay kadar bir alan kaplıyor. Dürbün ile bakıldığında parlak yıldızınların seçilebildiği kümeye küçük bir teleskopla bakarsanız çok daha fazla yıldız göreceksiniz. M35’i bulmak için aşağıdaki bulucu haritadan yararlanabilirsiniz.
3. M81 – Spiral Galaksi
Bu haftaki teleskop hedefimiz bir spiral galaksi: M81. Büyük ayı takım yıldızındaki cezvenin yakınında bulunan galaksi, bizim galaksimizin içinde bulunduğu Yerel Grup galaksi kümesine en yakın kümelerden biri olan M81 kümesinde yer alıyor. 6.8 kadir gibi bir parlaklığı sayesinde küçük bir teleskopla dahi kolayca gözlenebilen galaksinin uzaklığı Hubble’ın gözlediği Cepheid değişkenleri yardımıyla 11 milyon ışık yılı olarak hesaplanmıştır.
Çekilen fotoğraflarda M81’in hemen yakınında bundan milyonlarca yıl önce çarpıştığı M82 galaksisini de görüyoruz. Etkileşimin izlerini spiral yapılarındaki bozulmalarda gözleyebildiğimiz iki galaksi aralarında 150 000 ışık yılı uzaklık bulunuyor.
Amatör astronomlar için kolay ve görüntüsüyle etkileyici bir hedef olan M81 galaksisini aşağıdaki bulucu harita yardımıyla bulabilirsiniz:
Bu haftaki yazı bir çok konuya değindiğimiz dolu dolu bir gökyüzü rehberi oldu. Astronomiye hala bir hobi olarak başlamadıysanız küçük bir dürbünle ilk adımınızı atabileceğinizi unutmayın!
Yıldızların ışığının her zaman yolunuzu aydınlatması dileğiyle!
12 yorum
Dolu demek ne demek ya.. Harika bir yazı olmuş, tebrikler.. Yazıyı okur okumaz koşa koşa balkona gittim, bir umut, kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Belki bir tane görürüm diye.. Yok.. = Bir an önce yaz gelsin.. Yaz yıldızlarını özledim.. 🙂
O değil de bir şey soracağım.. İstanbul’da gözlem yapabileceğimiz, şehrin ışıklarının olmadığı demeyeyim de azaldığı bir yer var mı acaba?
Teşekkürler Mustafa Bey, beğendiğinize sevindim. Baharın ve yazın gelmesini ben de sabırsızlıkla bekliyorum; arada sırada açık olan havasıyla kış, biz amatörler için pek verimli bir mevsim olmuyor.
İstanbul’da gözlem için önerebileceğim yerler eğer ulaşım aracınız varsa şehir merkezlerinden olabildiğince uzak yerler. Özellikle Avrupa yakasında Sarıyer’den ileride Kilyos’a doğru gayet karanlık yerler mevcut. Karşı tarafta da Şile tarafları şehir ışıklarından görece korunmuş alanlar. İstanbul gibi bir şehirde astronomi ile uğraşmak gerçekten zahmet gerektiren bir iş, aracınız yoksa gökyüzünde sayabileceğiniz 3-5 yıldızla yetinmek durumundasınız 🙁
ohov = gözünü seveyim bursa’nın bu açıdan.. şehrin ışıklarının azaldığı yerler oldukça fazla ve buradakiler kadar şehir dışında değil..
Yine harika bir yazı yazmışsınız.Anlaşılan bu hafta sonu yine dopdolu olucak.Sizin sayenizde gökyüzünü bilinçli bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.Teşekkürler.Birşey sorucam.Bu hafta sonu gözlemleyeceğimiz gökcisimlerini saat 03:00-05:00 arasında gözlemleyebiliyor muyuz?
Bu haftaki hedeflerden kutup yıldızı ve M81 bütün gece gökyüzündeler. Kutup yıldızının batmadığını biliyoruz zaten;) M33 ise gece 5’e doğru batı ufkundan yavaş yavaş batıyor, saat üç gibi eğer batı ufkunuz kapalı değilse gözlenebilir. Yanlız gökcisimleri ufka yakın olduklarından atmosfer etkisiyle net görüntü vermezler ama yine de fırsatınız varsa denemeye değer.
Gökcisimlerinin saat ve bulunduğunuz yere göre tam konumlarını görmek için bilgisayarınıza kuracağınız ücretsiz Stellarium (www.stellarium.org) gökyüzü simulasyonu programından yararlanabilirsiniz.
Çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgi için.
Arif Bayırlı,yazınız çok güzel tebriikler ben Mustafa beye yardımcı olmak için yazıyorum istediği şey şile tarafında diyorum ama orada da yine bi hayli araçla gitmek zorunda,tabi yaz zamanında olması ayrı bir muhteşem.neyse şile ye git ve büyülen diyorum başka bir şey demiyorum o kadar güzel kısacası.tekrar emeğinize sağlık Arif bey yazılarınızı takip edeceğim.
Teşekkürler Minanur Hanım, “Haftasonu Gökyüzü Keyfini” her haftasonu sitemizden takip edebilirsiniz. Bu haftaki yazıyı tamamladım, yarın gece yayınlanıyor.
Şile gerçekten İstanbul’un en güzel yerlerinden, fakat dediğiniz gibi ışıklardan uzaklaşmak için her halukarda bir araca ihtiyaç var.
Ne yazık ki amatör astronomiyle uğraşan bizler çok şanssız bir dönemde yaşıyoruz, sürekli ışıklardan kaçmak durumundayız. Dünya nüfusunun yarısına yakınının Samanyolu’nu çıplak gözle göremediğini biliyor musunuz? Gerçekten çok acı…
Aslında İstanbul’un bu açıdan yeni başlayanlar için güzel bir yanı olduğunu gördüm geçen gece. Sadece ana yıldızlar gözüktüğünden açık bir havada neyin ne olduğunu bulmak pek de zor olmuyor.. .)
Bu da başka bir bakış açısı aslında 🙂 Bardağın dolu tarafını görmek gibi…
Arif Bey bu güzel yazılarınıza ne kadar teşekkür etsek az. Antalya yağışlı bir kış geçiriyor, az gözlem yapabiliyoruz. Ancak öncelikle nispeten kolay gözlemler açık ve küresel yıldızlar gibi insanı motive ediyor, eksik olmayın.Teleskopla
M81 e bakmak daha kısmet olmadı ama 6inçlik newtonianla ne görünür onu da bilmiyorum ya? Arif Bey benim anlayamadığım g.messier o yıllarda galaksileri hangi ekipmanla tanımlamış, ben whirlpool galaksinin yerinde hiçbirşey görmüyorum, biraz ışık görsem yine gam yemiyeceğim ama! karanlık bir gökyüzü bu kadar mı önemli?Hayır az ışık alabilsem ccs sensorlu fotoğraf makinesi almayı düşünüyoruz hani bizim alamadığımız ışığı o alsın diye ama o da yok…
Yoksa newtonian değil de schimitt cassegrain mi almalıydık bilemiyorum. Ama hedefler dürbünle o kadar rahat bulunuyor ki mukayese kabul etmez . Benim sizden ricam şu galaksilerin ışığını biraz arttırsanız:) Şaka bir yana Arif Bey gökyüzüne bakmak öğrenilecek bir şeymiş bunu da öğrenmiş olduk. Sevgiyle kalın..
Merhaba Mert Bey. Yorumlarınız için öncelikle teşekkürler.
Derin gökyüzü gözlemleri günümüzde ne yazıkki şehire yakın yerlerde oldukça güçleşti. Zamanında messier yaklaşık 4 inçlik bir aynaya denk bir teleskopla tüm bu katalogu yaratmış. Bunca detayı o kadar büyüklükte bir teleskopla seçebilmek hem ışık kirliliğinin azlığına hem de kendisinin gözlem hünerine bağlı bence. Ama elinizdeki 6″ teleskopla bahsettiğiniz M81 ve M51 galaksilerini görmeniz imkansız değil. Sadece ihtiyacınız olan ışık kirliliğinden uzak bir yer. Tabi mukayese etmek ne kadar doğru olur ama bu yaz ben Bakırlıtepe’de (TUG) 80mm’lik teleskoplarla messier maratonu yapmaya çalıştım ve %60’ını gözleyebildim. M81 ve M51 ise 6″lik teleskoplarla harika görülüyorlardı. Hatta M51’in görüntüsü beni büyüledi diyebilirim. O yüzden teleskobunuzu değiştirmekten ziyade şehirden uzaklaşmak için çözümler üretmek daha mantıklı 🙂
Tabi şunu da eklemek gerekir, okülerden gözle gözlem yapmakla, ccd bir kamerayla görüntü almak karşılaştırılamayacak kadar fark yaratır. Derin gökyüzü cisimleri çok sönük olduklarından ışığını bir süre toplamanız gerekir, fakat gözlerimizin pozlama süresi ne yazık ki bu kadar uzun değil. Bu cisimleri görüntülerken ccd’ler gözün vereceği sonuçlardan yüzlerce kat daha iyi sonuç verirler. Ama çıplak gözle bir galaksiyi görmek ise apayrı bir duygu. Düşünsenize milyonlarca,milyarlarca yıl önce yola çıkmış fotonları yakalıyorsunuz…
Galaksilerin ışığı aslında elimizdeki orta büyüklükte teleskoplarla tam da görülecek seviyede ama ışıklarımız sayesinde bu güzelliklerden kendimizi mahrum bırakıyoruz. Halbuki kafamızı yukarı kaldırıp Andromeda’yı çıplak gözle görebilmek eminim herkesi ne kadar etkileyecekti…
Açık gökyüzü dileğiyle…