Aristotales’in belirttiği gibi durağan ve değişmez bir evrende yaşamadığımız görüşü 20.yy’da evren üzerine ortaya atılan teoriler ve yapılan gözlemlerle daha da güç kazanmıştı. Bunlar arasında Einstein da dahil herkesi en çok şaşırtan genişleyen bir evrende yaşıyor olduğumuz gerçeği olsa gerek. 1998 yılında bir grup astronomun Ia süpernovalar (yıldız patlaması kalıntıları) üzerine bulguları ise bu genişlemenin hızlanarak gerçekleştiğini gösterdiğinde yer yerinden oynadı denebilir. Bu genişlemeden sorumlu olarak da gizemli doğası hakkında fazla bir şey bilmediğimiz ve “karanlık” olarak nitelendirdiğimiz “karanlık enerji” ortaya atıldı. Geçtiğimiz günlerde ise astronomlar ilk defa karanlık enerjinin evrendeki en büyük yapılar olan dev galaksi kümeleri üzerindeki etkilerini Chandra X-Işını teleskobu ile inceleyerek, hem bu gizemli enerji hakkında hem de evrenin geleceği konusunda bir çok fikir edindiler.
Araştırmada kullanılan 80 galaksi kümesinden altısı. Galaksi kümelerindeki yoğun sıcak gaz kütleleri X-ışını dalga boyunda ışımalarına neden oluyor. Geniş ölçekte bu kümelerin incelenmesiyle karanlık enerjinin galaksi kümelerinin büyümesini engellediği gözlendi. (Kaynak : Chandra X-Ray Obs.)
Yapılan son çalışma ile uzaklaşan yıldız patlaması kalıntıları yerine galaksi kümelerinin zamanla büyümeleri incelendiğinde, bulguların tek başına evrenin %74’ünü oluşturduğu düşünülen karanlık enerjiyi doğruladıkları gözlendi. Harvard-Smithsonian Astrofozik Merkezi’nden (Alexey Vikhlinin tarafından yürütülen araştırmada karanlık enerjinin maddenin kütle çekimsel kümeleşmesini engelleyerek galaksi kümesinin zamanla büyümesini kısıtladığı ortaya çıktı. Karanlık enerjinin kesin kanıtı olarak ortaya atılan bulgular daha öncesinde Nottingham Üniversite’sinden Christopher Conselice tarafından Scientific American’daki bir makalede tahmin edilmişti.
Vikhlinin, bulguları evrenin “durdurulmuş gelişmesi” olarak yorumluyor. “Evreni genişlemeye zorlayan şey bir taraftan da onun büyümesine engel oluyor” diye belirtiyor. Vikhlinin ve çalışma arkadaşları Chandra X-Işını teleskobu ile onlarca galaksi kümesindeki sıcak gaz yapıları incelediler. Bu galaksilerden bir kısmı yakınken, bazıları tüm evrenin genişliğinin yarısı mesafedeler. Evrende ne kadar uzağa bakarsak o kadar zamanda geçmişi gördüğümüzden, galaksi kümelerinin zamanla gelişimi yakın mesafedeki örneklerle uzaktakilerin karşılaştırılması sonucu rahatlıkla gözlenebiliyor. Bulgular, galaksi kümelerinin kütlelerinin zamanla artışının karanlık enerji ile dolu bir evren modeliyle uyuştuğunu gösteriyor. Karanlık enerjinin gerdiği bir evrende galaksi kümeleri gibi yapıların büyümeleri daha zorlaşıyor. Sonuçların yapılan uzaklık ölçümleriyle uyuşuyor olması Einstein’ın genel görelilik teorisinin büyük ölçeklerde de geçerli olduğunu tekrar kanıtlıyor.
J.Diemand, J.Stadel and B.Moore tarafından yapılan simulasyondan alınan bu 3 görüntü’de kozmik yapıların zamanla gelişimi görülüyor. Görüntüler evrenin büyüklüğünün sırayla %20,%60 ve %100 olduğu durumlardan alındı. İlk başta kütle çekimi etkisiyle oluşan devasa yapıların (galaksi kümelerinin) zamanla genişleyen evrende karanlık enerji ile büyümelerinin nasıl kısıtlandığı açıkça görülebiliyor. (Not: Fotoğraflar karşılaştırma için gerekli şekilde ölçeklendirilmiştir.) (Kaynak : Chandra X-Ray Obs.)
Bunun öncesinde karanlık enerjinin evren boyunca sabit olup olmadığı, zamanla değişimi ya da evrenin genişliğinin bir fonksiyonu olup evren genişledikçe karanlık enerjinin de genişleyerek etkisinin artıp artmayacağı konusunda soru işaretleri vardı. Bir başka deyişle Einstein’ın Genel Görelilik kuramının büyük ölçeklerde geçerliliği ve meşhur “kozmolojik sabiti”’nin doğru olup olmadığı konusunda şüpheler vardı. Chandra bulgularıyla karanlık enerjinin Eisntein’ın kozmolojik sabiti olduğunu dair kanıtlar daha da güçlenmiş oldu ve enerjinin zamanla güçlenmediği dolayısıyla evreni “Büyük Parçalanma” (Big Rip) olarak bilinen hızlı bir şekilde dağılmanın beklemediği doğrulandı.
Eş zaman eksenli iki ayrı grafikte evrenin Büyük Patlama’nın (Big Bang) ardından genişlemesi ve galaksi kümelerinin kütlesinin artışı görülüyor. Turuncu eğri şu anda gözlenen karanlık enerji ile dolu evrendeki gelişimi gösterirken sarı ve mavi eğriler karanlık enerjini olmadığı diğer modelleri temsil ediyorlar. Araştırma sonucu bulgularda galaksi kümelerinin gelişimleri evrenin karanlık madde ile birlikte gelişim modeline uyduğu ortaya çıktı. (Kaynak: Chandra X-Ray Obs.)
Araştırma sonucunda karanlık enerjinin beklendiği gibi Einstein’ın kozmolojik sabiti olduğunun ortaya çıkması evrenin geleceğine dair bir çok şey söylüyor. Bunlardan biri evrenin hızlanarak genişlemesinin süreceği ve zamanla Samanyolu’nun yakın komşuluğunda Andromeda hariç pek fazla bir yapının kalmayacağı. (Andromeda’nın Samanyolu ile kütleçekimsel etkileşimde olduğu ve bir kaç milyar yıl sonra çarpışacağı öngörülüyor) Vikhlinin de bunun yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini belirtiyor.