2008 her alanda önemli olaylara sahne oldu. Uzay araştırmaları ve astronomi alanında da önemli gelişmeler yaşandı. Phoenix uzay aracı Mars’a indi, evrenin sırlarını çözmek için hazırlanan büyük deney düzeneği tamamlandı, Hindistan Ay’a yolculukta “Bende varım” dedi… Bunlar 2008 yılı içinde yaşanan önemli olaylardan sadece birkaçı. Sizler için uzay ve astronomi alanında yaşanan önemli 10 olayı belirledik. Aralarından en önemlisini seçmeyi size bıraktık.
1. MESSENGER MERKÜR’ÜN YAKININDAN GEÇTİ
Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür’ün jeolojik yapısını, atmosferini ve manyetik alanını incelemek üzere 3 Ağustos 2004’te fırlatılan MESSENGER (MErcury Surface, Space Environment, GEochemistry, and Ranging) uzay aracı, uzun yolculuğunun ardından bu yılın ocak ayında (14 Ocak) Merkür’ün yakınından ilk geçişini yaptı. Yüzeyden 200 km uzaklıktan geçen uzay aracı, gezegenin tek seferde büyük bir kısmını görüntüleyerek Dünya’ya ulaştırdı. MESSENGER ikinci yakın geçişini ise 6 Ekim’de yaptı. Uzay aracı 2011 yılında gezegenin yörüngesine yerleşmeden önce Eylül’de (2009) bir geçiş daha gerçekleştirecek.
2. AVRUPA’NIN İLK KARGO UZAY ARACI: JULES VERNE
7.620 kg kargo taşıyabilen Avrupa Uzay Ajansı’na (ESA) ait ilk kargo uzay aracı (Automated Transfer Vehicles – ATV) olan Jules Verne, Uluslararası Uzay İstasyonu mürettebatı için taze yiyecek ve su gibi yaşamsal ihtiyaçları ulaştırmak üzere, 8 Mart gecesi (04:03 GMT) fırlatıldı. İnsansız uzay aracı kendi sensörleri yardımıyla 3 Nisan’da Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi.
3. PHOENIX MARS’A İNDİ
Ağustos 2007’de fırlatılan Phoenix uzay aracı 9 aylık bir yolculuğun ardından Mars’a ulaştı. Ne kadar zor olsada, 25 Mayıs’ta Kuzey kutup bölgesi yakınlarındaki bir noktaya başarılı bir şekilde Mars’a inmeyi başardı. Çalışmalara başlayan uzay aracı, kazılar yaparak toprak örnekleri topladı ve üzerindeki laboratuvarlar sayesinde analizini gerçekleştirdi. Yaptığı çalışmalar sonucunda, ilk olarak, 2002 yılında, NASA’nın “Mars Odyssey” adlı uzay aracının Mars’ın yörüngesinden yaptığı gözlemler sonucunda tespit ettiği Mars yüzeyi altındaki buz-su karışımı yapıyı doğrulamış oldu. 25.000′den fazla fotoğrafı Dünya’ya ulaştıran Phoenix, Dünya dışında atomik düzeyde görüntü alabilecek mikroskoba sahip ilk uzay aracı ünvanını da kazandı.
4. FERMI GAMA IŞIN TELESKOBU DÜNYA YÖRÜNGESİNDE
Delta II roketiyle 11 Haziran’da Florida’daki Cape Canaveral Üssü’nden fırlatılan NASA’nın yeni gama ışın uzay teleskobu Fermi (eski adıyla GLAST) Dünya yörüngesine girdi ve ekim ayında ilk keşfini, sadece gama ışınında yayın yapan bir pulsarı bularak yaptı. Evrendeki karanlık madde, karadelikler gibi özel konular üzerinde yapılacak araştırmalarda katkı sağlayacak olan uzay teleskobu, gama ışın patlamalarının araştırılmasında da önemli rol oynayacak. 690 milyon dolarlık projeye ABD başta olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, Japonya ve İsveç katkı sağlıyor.
5. KARANLIK MADDE KONUSUNDA ÖNEMLİ İPUÇLARI BULUNDU
Yapılan gözlemlerle karanlık maddenin varlığına dair önemli ipuçları elde edildi. Hubble’ın Bullet çarpışan galaksi kümeleri üzerindeki araştırmalarında çarpışma sonucu bildiğimiz madde (proton, nötron ve elektronlardan oluşan) ile karanlık maddenin etkileşmeden farklı bölgelerde kümelendiği görüldü. Bunun yanında PAMELA (Payload for Antimatter Matter Exploration and Light nuclie Astrophysics) deneyi sonuçları yorumlanarak karanlık maddenin bozunduğunun kanıtları elde edildiği duyuruldu. Araştırma sonuçları karanlık maddenin önümüzdeki günlerde aydınlanması yolunda büyük adımlar olarak görülüyor.
6. BÜYÜK DENEY BAŞLADI
Evrenin derin gizemlerini incelemeye hazırlanan İsviçre sınırındaki 26 km’lik LHC (Large Hadron Collider – Büyük Hadron Çarpıştırıcı) parçacık hızlandırıcısı çalışmaya başladı. Çalışmaya başlamasından kısa bir süre önce, projenin, mikro karadelikler yaratacağı ve gizemli cisimlerin dünyayı yok edeceği gibi söylentiler ortaya atılsada, deneyin başlamasıyla korkulan olmadı. Ancak deney başladıktan kısa bir süre sonra hızlandırıcı tünelindeki bir kısa devre nedeniyle durduruldu. Dairesel bir hızlandırıcı – çarpıştırıcı olan LHC, öncelikli olarak protonları ilave olarak da kurşun (Pb) iyonlarını ışık hızı’na çok yakın bir hıza ulaştıracak sonra da deneylerin merkezlerinde çarpıştıracaktır.
7. GALAKSİ MERKEZİNDEKİ YAPILAR ÇOK YÜKSEK BİR HASSASLIKTA GÖZLENDİ
Astronomlar Samanyolu galaksimizin merkezindeki dev karadeliğin şu ana kadar yapılan gözlemlerde elde edilen en yüksek çözünürlüklü görünütüsünü elde ettiler. Radyo teleskoplarla 1.3 mm dalga boyunda yapılan gözlemlerde 37 mikro-açı saniyesi çözünürlüğe ulaşıldı. Araştırmalar, aynı zamanda, karadeliklerin yakınında uzay ve zamanın yapısının anlaşılması ve Einstein’ın genel görelilik kuramının testi açısından büyük önem taşıyor.
8. ÇİNLİ ASTRONOTLAR UZAYA ÇIKTI
25 Eylül 2008 tarihinde başarılı bir şekilde fırlatılan Shenzhou 7 (Kutsal Tekne) isimli uzay mekiği 3 Çinli astronotu (taykonot) Dünya yörüngesine ulaştırdı. 27 Eylül 2008 günü Çinli taykonot Zhai Zhigang, yaklaşık 14 dakika boyunca Shenzhou 7 isimli uzay modülünün dışına çıkarak uzay boşluğunda gezindi ve uzay yürüyüşü yapan ilk Çin’li olarak tarihe geçti. Böylelikle Çin, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından, tamamen kendi olanaklarıyla riskli sayılan uzay yürüyüşünü gerçekleştiren üçüncü ülke oldu.
9. HUBBLE GÜNEŞ SİSTEMİ DIŞINDAKİ BİR GEZEGENİ DOĞRUDAN GÖZLEMLEDİ
Güneş Sistemi dışı bir gezegen olan Fomaulhaut-b’nin ilk görüntüsü Hubble tarafından elde edildi. Büyüklüğü Jüpiter’in üç katından büyük olmayan Fomaulhaut-b gezegeni yıldızı etrafında Güneş-Satürn arasındaki mesafenin 10 katı kadar (15,5 milyar km) uzaklıkta dolanıyor. Bilim adamları, son 13 yıldır güneş sistemimiz dışında 300 civarında gezegen keşfetti. Ancak bu gezegenler dolaylı yollardan, yıldızların etrafındaki ışıklar, hız, ağırlık ölçümleri değerlendirilerek bulunuyordu. Hubble uzay teleskobu, Güneş Sistemi dışındaki bir gezegen doğrudan ilk kez gözlemlemiş oldu.
10. HİNDİSTAN’NIN AY’A YOLCULUĞU BAŞLADI
Uzay çalışmalarında önde gelen hedeflerden biri olan Ay araştırmalarına Amerika, Avrupa, Japonya ve Çin gibi ülkelerin ardından Hidistan’da katıldı. Hindistan Uzay Araştırmaları Organizasyonu (ISRO) tarafından 22 Ekim 2008’de gönderilen, Chandrayaan – 1 uydusu 8 Kasım 2008’de Ay’ın yörüngesine başarıyla yerleşti. Bu, Hindistan’ın Ay’a gerçekleştirdiği ilk görev olma özelliğini taşıyor.
11 yorum
İlk 10 seçimi çok güzl yapmışsınız elinize sağlık. 2, 3 ve 7. seçenekler arasında bir türlü karar veremedim ama sonunda 3. seçeneğin çok daha uzun bir uğraşı ve mükemmel bir mühendislik harikası olduğunu bildiğimden oyumu o yönde kullandım. Dah sonra verilen oylara baktım ve insanların hala bilmedikleri konulara meraklarının ne denli fazla olduğunu gördüm tabii en yüksek oyun verildiği seçenek yüzünden. Sanırım bu düşünce yıllarca değişmeyecek.
Samanyolu’nun ayrıntılı incelenmesi, marsın incelenmesi, hubble ın bi gezegeni ilk defa dolaylı olmadan gözlemlemesi güzel gelişmelerdir! Fakat Fermi Gama ışını teleskopunun gelecekte yapıcağı nice keşfi düşündükce(örnek:Hubble kısa ömründe neler neler yaptı) açık ara farkla gama ışını teleskopu diyorum!!!
2008 yılı gerçekten astronomi adına çok hareketli geçti. Bunların hepsi aslında önümüzdeki yıllarda keşfedeceklerimizin, öğreneceklerimizin de habercisi. Ben oyumu LHC deneyine kullanıyorum. Evrenin en derin sırlarını açığa çıkarmayı hedefleyen bu deneyin önümüzdeki yıllarda elde edeceği sonuçların doğaya bakışımızı dönüştüreceğine inanıyorum. Karanlık madde çalışmalarının, ilk Güneş Sistemi dışı gezegen gözlemlerinin günümüzde gerçekleşiyor olması bilim konusunda böyle bir dönemde yaşıyor olduğumuzdan kendimi şanslı hissetmeme de neden oluyor.. Sorulan soruların ve aranan cevapların bitmemesi ise sürecin en güzel yanı..
Güneş sisteminin keşfi insanlık tarihi için en önemli düşlerden biridir. 2008 yılında bunun için bir adım daha atıldı. Spirit ve Oppurtinity den sonra Phoenix de başarılı bir şekilde Mars yüzeyine iniş yaptı. Bir sonraki adım daha büyük ve donanımlı bir uzay aracı olacak. Bir sonraki mi ? İnsanoğlu en kısa zamanda Mars yüzeyine ayak basacaktır.
Bunun yanında büyük hadron çarpıştırıcısı da uzun yıllardır beklenen ve evrenin sırlarını çözmemize olanak sağlayacak bir deney olarak 2008 yılında oldukça dikkat çekmişti. Fakat oluşan arıza sanırım bu büyük deneye biraz gölge düşürdü.
selamlar.. doğrudan konuya girmek istiyorum öncelikle ethem arkadaşımızın “ilk on seçimini çok güzel yapmışsınız” yorumuna katılıyorum… Messenger Merkür’ün yakınından geçmesi ve binlerce fotoğrafını çekmesi,Phoenixin Mars’a inip kendi içinde deneyler yapabilmesi ve usa rusya dışında çin ve hindistan gibi ülkelerinde uzaya, aya çıkma hedeflerini ortaya koyması çok güzel gelişmeler bence..
aslında en önemlisi (bence) ne biliyor musunuz? HUBBLE ve FERMI gama ışın teleskobu gibi araçların dünya yörüngelerine oturtularak uzakları çok çok uzakları net bir şekilde resimlendirmeleridir… insanlığımızın olası sonunu ne şekilde olacağını şuan kestirmek çok güç.. bundan önce ve sonrasında gönderilen uzay sondaların tabiki nerelere vardığı çok önemli ama varacakları yer milyonlarca yıl geçse bile galaksimizin dışı asla olamayacaktır..
ama uzun süreler var olabilirsek nerelere kadar ulaşabileceğimizi en azından bu uzay teleskopları sayesinde görücez ve bilicez.. gerçekten uzayda ayda marsta adılan adımlar küçük birer adımlarsa çok ama çok daha uzakları görebilmek büyük bir adımdır.. teşekkürler Mr HUBBLE 🙂
Murat Bey, size hak veriyorum. NASA’nın 90’lı yıllardan beri uzaya gönderdiği 4 büyük teleskop yüzyılda elde edemedğiiz bilgileri 15 yılda elde etmemizi sağladılar. Bunlar uzaya açılan 4 farklı pencere şeklinde : Görünür Işında HUBBLE Uzay Teleskobu, X-Işınında CHANDRA X-Işını Uzay Teleskobu, Kızılötesi Işında Spitzer ve Gama Işınında Compton Dedektörü olarka sıralanabilirler.. Bunlardan sonra ESA ve NASA’nın gerek işbirlikleriyle gerek kendilerinin gönderdiği uydu gözlemevleri elde ettiği bulgular ve görüntülerle bizleri şaşırtmaya ve hayaran bırakmaya devam ediyor. Yeni gönderilen FERMI teleskobu ve 2013’de gönderilmesi planlanan James Webb Teleskobu ise geçmişe baktığımızda ilerde bizi ne kadar hareketli ve heyecan verici zamanların beklediğini gösteriyor.. Bekleyip göreceğiz…
Bir uzay aracının aynen Dünya yüzeyine inişinde olduğu gibi motorlu iniş yapması ve üstelik bunu da atmosfer basıncı yeterli olmayan Mars gibi bir gezegende başarması bence yılın olayı idi. Tabi, Güneş Sistemi Dışındaki Gezegen avında da oldukça büyük ilerlemeler kaydedildi. Ama bu ilerlemeler birkaç yıl içerisinde unutulacaktır. Çünkü daha gelişmiş uzay teleskopları birkaç yıl içerisinde sırf GSD Gezegen avı için fırlatılacak ve daha net resimler ve gözlemler, gezegenler hakkında daha bilgiler edinilecektir. Ama Mars’a inen Phoenix (Anka Kuşu) aracıyla bir ilk gerçekleşmiştir.
Çinlilerin uzaya çıktığı yalan.Farkındaysanız haberlerde çinlilerin uzaya çıktığı yalanlandı.Çünkü uzay gemisinin içinde su kabarcıkları vardı.Bununda uzayda olması imkansız.Yani b,rkez daha sahteci çinlilerin ürünsel alandaki sahteciliği uzayda da çıkmış oldu.
Farklı bir mahalleye ya da şehre taşındığımızda, hemen etramızı keşfetmek; nerede ne var ne yok bilmek isteriz. İnsanın belki de en temel içgüdüsüdür bu. Evrendeki mahallemiz olan Güneş Sistemi’nde kapı komşumuz Mars’ı keşfetmek için yapılan Phoenix görevini de bu açıdan önemsiyorum ve oyumu bu yönde kullanıyorum. Bu görevi gerçekleştiriken elde edilen deneyimler, ileride Mars’a gidip aldığı örnekleri Dünya’ya getiren bir uzay aracının yapımında kullanılacak ve en sonunda da kızıl gezegene insanlı uçuşun önünü açacaktır.
Sevgili Arif bu siteyi Astronomi gönüllülerine kazandırdığın için ne kadar telekkür etsek azdır. Ben oyumu Phoenix’e verdim. Belki de ulaşılmaz olarak gördüğümüz ve sadece ışığını gözlediğimiz yerlere artık ilk adımı attığımız için oyumu böyle kullandım. Çünkü belkide, bir insanın en kuvvetli duyusu dokunmaksa eğer, ve insan dokunduğu şeyi en gerçek olarak algılıyorsa, Phoenix’le insanoğlu artık Mars’a dokunmuştur. Bunun dışında bence oylamaya sunduğun bu 10 olayın hepsi çok önemli amma illaki birini seçin demişsin, madem öyle oyum Phoenix’e :-)))))
ben oyumu LHC deneyine kullandım.Çünkü bence çağımızın en önemli deneyi o diye düşünüyorum.Bir düşünsenize o deney sonunda evrenin nasıl yaratıldığını anlayacağız.Belki de herkesin ortak düşü olan zamanda yolculuk yapabileceğiz.Tabi bunlar derin düşünceler ama olma ihtimali yüksek.Hem belki dünya dışı yaşamla bile iletişime geçebiliriz.Çünkü yetkililer her zaman şöyle bir açıklama yapıyor:”Uzaylılar insanoğlunu gelişmiş görmediği için bizimle iletişime geçmiyor.”Bu nedenle belki bizim teknolojimizin geliştiğini düşünürler ve iletişime geçerler.Bu sadece bir fikir.Ama güzel olurdu.Tabi dost canlısı olmalarıda çok önemli.Tüm astronomi gönüllülerine selamlar!